Prof. Dr. Bozkurt: “Türkiye’de çok fazla kalp krizi, şeker hastalığı var. Bu sebeple problemler doruk noktasında.
Dünyada Mart ayının “Damar Hastalıkları ve Farkındalık Ayı” olarak kabul edilmesi sebebiyle Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği Üyesi Prof. Dr. Kürşat Bozkurt ve Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Cengiz Köksal basın mensupları ile bir araya geldi. Kalp ve damar hastalıktarı konusunda medya mensuplarının sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Bozkurt ve Doç. Dr. Köksal, damar hastalıklarının Türkiye’de yılda 40-50 bin dolayındaki insanın ölümüne yol açtığına dikkat çekti.
“Atardamar Tıkanıklığının Sebebi Sigara”
Damar hastalıkları konusunda sorumlu olarak çalışan ulusal vasküler cerrahi derneği olarak bu toplantıları her yıl yapacaklarını ifade eden Prof. Dr. Bozkurt. “Türkiye’de çok fazla kalp krizi, şeker hastalığı var. Bu sebeple problemler doruk noktasında. Sağlık harcamalarının yüzde 8 buçuk civarı buralara gidiyor. Atardamar tıkanıklığı Türkiye’de çok sık bir problem. Bunun en önemli nedenlerinden biride yaygın sigara kullanımı. Akdeniz ülkesiyiz ama bu şekilde beslenmiyoruz. Bol miktar tereyağlı pilavlar, hayvansal yağlar tüketiyoruz. Bundan dolayı Türkiye’de atardamar hastalıkları çok sık görülüyor’ diye konuştu.
“Sigara Kullanımı Azaltılmalı”
Her şeyden önce sigaranın azaltılması gerektiğine dikkat çeken Bozkurt. “Bakanlığın bu konudaki çok büyük gayretleri sayesinde son yıllarda Türkiye’deki sigara kullanımı azalmaya başladı. Bunu görebiliyoruz ama hala çok yüksek. Japonya’da dışarıda sigara içen hiçbir insan göremezsiniz. Burada güzel güzel ofis gökdelenlerinin altında kapının önünde onlarca kişi sürekli sigara tüketiyor. Artık buna biraz dikkat edelim. Hayvansal yağlardan uzaklaşalım” şeklinde konuştu.
“Türkiye’de 50 Bin Kişi Her Yıl Bu Yüzden Vefat Ediyor”
Damar hastalıklarının ABD’de hastane ölümlerinin en sık nedenlerinden biri haline geldiğini ifade eden Bozkurt, sözlerini şöyle sürdürdü:”Türkiye’de Akciğere pıhtı atması derindeki toplar damar tıkanıklığının en ciddi komplikasyonudur. Özellikle baldır düzeyindeki toplardamarlar içinde kapakçıklar vardır. O kapakçıkların altında pıhtılaşma başlıyor ve daha sonra yukarıya doğru çıkarak daha büyük damarlara doğru ilerliyor. Oradan kopan parçalar akciğere atıyor. Bu çok sık görülen bir durum. ABD’de hastane ölümlerinin en sık nedenlerinden biri. Türkiye’de de çok sık görülen bir olay. Her yıl Türkiye’de 40-50 bin kişinin bu yüzden vefat ettiğini öngörebiliyoruz. ABD’de şu anki gelişmiş teknolojiye rağmen her yıl 200-300 bin kişi bu olaydan kaybediliyor.”
“Hastalığının Asıl Sebebi Hareketsizlik”
Bu hastalığın asıl nedenlerinden birinin hareketsizlik olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Bozkurt. “Akciğere pıhtı atması zor tanı konan olaylarından birisidir. Yakın zamanda ameliyat olmuş bir hasta eve gittiğinde nefes darlığı, çarpıntı başlaması gibi bir durumla karşı karşıya kalması halinde ilk aklına gelecek olan akciğere pıhtı atmasıdır. Hastanın çok uyanık olması ve bu konuda bilgili olması gerekiyor. Anormal bir nefes darlığı, yan ağrısı, oksijen açlığı hissi akciğere pıhtı atmasının en önemli buldularıdır. Toplardamar tıkanıklığının ve ona bağlı olarak çıkan akciğer embolisinin aslında sigara bir kolaylaştırıcı faktörü ama asıl nedeni hareketsizlik. Hareketsizlik olduğu zaman o kan pıhtısı çok kolay ortaya çıkabilir. İlaçlar, doğum kontrol hapları da pıhtılaşmayı kolaylaştırıcı faktörler arasında yer almaktadır” diye konuştu.
“Risk Grubundakiler Kendilerini Bilmeli”
Doç. Dr. Cengiz Köksal ise, risk grubundaki hastaların kendisini bilmesi gerektiğine dikkat çekti. ‘Amerika’da yılda 200 bin ölümün nedeni toplardamar hastalığına bağlı problemlerin akciğere pıhtısıyla neticeleniyor’ diyen Köksal, “Bu da yüksek bir ani ölüm nedeni. Türkiye’de de ortalama 40-50 bin insanının öldüğünü biliyoruz. Önce risk grubundaki hastaların kendilerini bilmesi gerekiyor. 70 yaşın üstündeki yaşlı bireyler, bir kalça ameliyatı geçirerek uzun süreyle hareketsiz kalması gerekenler, yatağı bağlı insanlar, genç gruptan ise; uzun süre uçak veya araba seyehati yapması gerekenler ve buna nedenle hareketsiz kalacak olan insanlar risk grubunda yer alıyor. Hamileler ve hamilelik sonrası ilk 6 aydaki genç bayanlar, doğum kontrol hapı kullananlar, kanser hastaları, obezler ve sigara içenler de bu risk grubuna dahil” dedi.